31 Mayıs 2010 Pazartesi

HaftaSonu Planlarımızı şimdiden yapabiliriz!.......:)


İNCEĞİZ MESİRE YERİ İstanbul’da tarihin ve tabiatın cömert davrandığı şirin bir vadi arıyorsanız, İnceğiz tam size göre. Çatalca’nın yaklaşık 2500 yıl önce ilk kurulduğu bölgede yer alan mesire yerinde, Cenevizliler’in 9. yüzyılda yüksek kayalara oyduğu 3 büyük mağara ve göğe uzanan ağaçlarla kaplı. Bölgedeki piknik sahasının hemen yanından dere geçiyor. Mesire yeri içindeki restoran, kafeterya ve yukarıdan süzülerek gelen su kaynağı da keyfinize keyif katıyor.

Nasıl gidilir?

İnceğiz Mesire Yeri’ne, Çatalca’dan Subaşı’na giden asfalt yolun 3. kilometresinden sola dönerek, yaklaşık 6 kilometre gittikten sonra ulaşılıyor.







ÇİLİNGOZ MESİRE YERİ Karadeniz kıyısında uzun ve geniş beyaz bir kumsal... Dalgaların şekillendirdiği kayalıkların arasından denize karışan bir dere... Ve bu güzel tabloyu tamamlayan yeşil bir örtü... İşte Çilingoz mesire yeri... İster kendinizi sıcak kumsala atın, ister sadece bu yöreye özgü “longos” tabir edilen bitki ve ağaç zenginliğini keşfetmek için yürüyüşe çıkın. Çilingoz, balık tutmaya meraklı olanlar için de tercih edilen bir bölge. Özellikle akşam güneş battığında çadır ve bungolov önlerindeki sohbetlerin tadına doyamayacaksınız.

Nasıl gidilir?

Çilingoza Çatalca-Saray yolu üzerindeki Binkılıç Beldesi’nin hemen çıkışından sağa dönerek 17 kilometrelik orman içi yoluyla veya Terkos’un kuzey kısmını takip eden Ormanlı, Karacaköy veya 11 köy istikametinden ulaşabilirsiniz.





MİHRABAD MESİRE YERİ













Kanlıca’nın hemen üstünde yıllara, şarkılara ve İstanbul’un bütün renklerine şahitlik etmiş bir doğa harikası, İstanbul Boğazı’na hakim bir tepe üzerine kurulan koruluk, fıstık çamları, erguvanlar, çınarlar ve serviler başta olmak üzere bir çok ağaç ve bitki türünü barındırıyor. Özellikle bahar aylarında katır tırnakları ve defne kokuları arasında dolaşmak ayrı bir keyif. 200 dönüm üzerine yayılan mesire yerinde oturma alanları, büfe, koşu parkuru, çocuk parkı ve diğer birimler yer alıyor. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nün en güzel göründüğü yerlerden biri olan Mihrabad, istanbul’a gelen yabancıların da önemli uğrak noktalarından.

Nasıl gidilir?


Mihrabad Mesire Yeri’ne sahilden Kanlıca yönünü takip ederek veya TEM bağlantı yolu Kavacık Tekke mevkiinden ulaşılabiliyor.





POLONEZKÖY TABİAT PARKI

1842’de bir grup Polonyalı’nın kurduğu doğa parçası Polonezköy, binbir çeşit ağaç ve bitki türüyle gelenleri kendine hayran bırakıyor. Polonyalıların ağırlıkta olduğu köyde, farklı bir kültür ve hayat tarzının da yansımaları da görülebiliyor. Bölgedeki kamping alanları, özellikle hafta sonları için ideal.

Nasıl gidilir?Polonezköy Tabiat Parkı, popüler bir yer olması nedeniyle pek çok noktadan ulaşım imkânına sahip. Bölgeye Kavacık-Çavuşbaşı üzerinden tabelaları takiben gidilebileceği gibi, Beykoz-Riva ve Alemdağ-Şile istikametinden de karayoluyla ulaşılabiliyor.

ELMASBURNU MESİRE YERİ Karadeniz’in kenarında uzun kumsalı, çam ormanı ve sessizliği ile bir çok tatil merkezinin bile ötesinde bir yer olan Elmasburnu’nda isterseniz çadırda kalabilirsiniz. Tepeden denizin içine kadar inen kayalıklar, özellikle zıpkınla balık avcılığı için ideal. Koyun hemen karşısındaki Martı Adası da çok sayıda deniz kuşunu barındırırken yunus görmek izteyenler için de önemli bir nokta. Riva’ya kadar gitmişken çevre ve ırmak boyu yürüyüşlerini ihmal etmeyin.

Nasıl gidilir?

Bölgeye TEM bağlantılı Kavacık mevkiinden Riva’ya kadar uzanan otoyol ile 20 dakikada ulaşabilirsiniz. Ayrıca, Beykoz Mahmut Şevket Paşa köyü ile bağlantılı olarak da gidilebilir.






BELGRAD ORMANIEğer İstanbul dışına gitmeden doğayı hissetmek istiyorsanız, Belgrad Ormanı sizi bekliyor. Eskiden Belgrad'a kadar uzanan bu orman şimdilerde daha ziyade koru olarak adlandırabileceğimiz bir boyuta gelmiştir. Belgrad ormanındaki bentler günümüzde de İstanbul'a su sağlamak amacıyla kullanılmakta. Büyük Bent'in oluşturduğu gölün çevresinde 6,300 metrelik bir yürüyüş yolu yer almakta. Dört mevsim yürüyen, koşan ve piknik yapan insanları görebilirsiniz. Girişin ücretli olduğu ormanlarda 700 dönüm kadar bir bölge halkın kullanımına açık piknik alanı olarak düzenlenmiştir.

Nasıl gidilir?


Maslak'tan Sarıyer istikametine giderken solda"Bentler" tabelasından sapın. Bir süre sonra kemerlere göreceksiniz. Düz devam ettiğinizde Belgrad Ormanına varacaksınız.

24 Mayıs 2010 Pazartesi

yine sende buldum kendimi..

Ay ışığı ve dalgaların sesi..
Yine yanına geldim bu akşam üzeri.
Farkında değildim..
Birden ayakucumda gördüm mavini, kulağımda duydum sesini..
Yüzüme çarpınca rüzgarın gözlerimi aralayabildim..
Yine sende buldum ben kendimi...

Ne olurduki amaca ulaşmak bu kadar zor olmasaydı.Kıymet mi bilinmezdi?Mutlu olmak daha mı zor olurdu?Yoksa zor elde edilen şeylerin değeri daha mı çok olurdu?
Bu gece bunları düşündüren sebep bana yine günün, birkaç ayın ve belki de bu iki yılın ağırlığıydı.. Bazen kendimi böyle yorgun hissettiğim oluyor. Gözlerim buğulu..Geçecek ama; önce zaman geçecek, belki benden birşeyler geçecek ve en sonunda bu olaylar geçecek. Umutla, dua ile bekliyor ve çaba gösteriyorum, gösteriyoruz. Hayatımızın temelleri bunlar. Bu zaman kadar yaşadığımız güzelliklerden daha da güzeli bekliyor bizi..Dalıp gittiğimde elimden tutunca nasıl getirdiysen beni kendime, yine elele tutuşup gideceğiz seninle güzelliklere..........


22 Mayıs 2010 Cumartesi

Kiralık..

Bu sabah şu denizi kirala, mavi

mavi hatırlayalım birbirimizi,

...

bu öğlen güneşi kirala da, bir

daha soğukluk girmesin aramıza,

bu ikindi tembelliği kirala, belki

gölgesinde kedin olurum senin,

bu akşam bahçeyi kirala, elimizde

büyüsün gül, menekşe, yasemin,

bu gece uykuyu kiralarsan, rüyama

yalnız senin gözlerini konuk ederim,

bu bahar bu gövdeyi kirala, vücut

kitabında tozlandı kelimelerim,

bu ders coğrafyayı kirala, hadi

teneffüse çıkalım toprağıyla, suyuyla,

bu teneffüs bir yolculuk kirala, hiç

mola vermeden yürüyelim arkadaşlığa,

bu sefer bir yelkenli kirala, rüzgar

nereye götürürse yürak oraya,

bu yaz bu sokağı kirala, kapıları

aç, yalnızlığı yalnız bırak odalarda



Kiralama bu şiiri, şairin olurum yoksa!

21 Mayıs 2010 Cuma

Hazırlıklar Başladı..!!

Merhaba,

Ablam için en özel güne az zaman kaldı. 7 yıllık bir ilişkinin hasreti bitecek sonunda.. Herkes mutlu ve heyecanlı. En çok da ablam tabiiki.. Onun için çarşamba günü gelinlik bakmaya gittik. Çok hoş modeller vardı. Bazıları tasarım harikası idi tam anlamıyla..Tabi henüz karar veremedi. En özeli ve en güzeli olmalı..Sadece ona ait olmalı...

İnce ince işledi herbir parçasını çeyizinin.. Her bir parçasına akıttı emeğini, gözünün nurlarını.. Annem sandığını açtığında annesinden kalan birkaç hatırayı hediye etti ona..Tabi benim için de ayırmış birşeyler.. Hepsi onlar kokuyor sanki her bir dokunuşlarını görebiliyorduk üzerinde..Her nekadar çeyiz olayı bana gereksiz gelse de işin bu kısmı çok ayrı.. Annanemden kalan hatıralar..Annemin yıllarca sakladığı anıları.. Şimdi onları saklama sırası bize geliyor.. Annemin bizim için işlediği o yazmalar hepsi o kadar güzelki..
Hem hüzün vardı hemde mutluluk onları sandığına koyarken ablamda...Yeni bir hayat onu bekliyor..25 Temmuz...Sevdiğine kavuşurken bir yandan da sevdiklerini bırakıyor.. O anı canlandırmak istemiyorum gözümde..O dönüş yolunu düşünmek istemiyorum..Sadece mutlu günleri düşünmke istiyorum onlarla ilgili...Ömür boyu mutluluklar...

20 Mayıs 2010 Perşembe

18 Mayıs 2010 Salı

MUTLULUK

Bir çocuğun gülüşüdür mutluluk ya da


bir kedinin kuyruğunu kovalamasıdır..


Ansızın bir çılgınlık yapmaktır


mutluluk yer zaman önemsenmeden, içten bir kahkahadır, sıcacık bir çay


eşliğinde yapılan hoş sohbettir,samimi bir gülümseme masum bir


öpücüktür..


Mutluluk bakışlarda gizlidir neyi nasıl gördüğün ve yorumladığındır,


hiç bitmesin dediğin kolay elde edilmeyen kıymeti zor anlaşılan bir


an'dır...

17 Mayıs 2010 Pazartesi

pazartesi sendromu..

Pazartesi sendormu derken hani insanlar tatilden yeni çıkmış işe ya da okula gitmek zorundadır. Bu keyifli ve güneşli günde işyerine tıkılıp, hesap kitap arasında kalmak istemiyordur ya.. Ahhhhh keşke benimde böyle sabah yatakla aramda bir savaş çıksa o beni bırakmak istemese ben de onu..:)Ama böyle tatlı sendrom değil benim kiii Ahh ne siz sorunn ne ben söyleyeyim...:)
------------------------Ben demiştim demek istemiyorum.. Zorlu gün pazartesi... Bugün çabucak geçsin istiyorum..Akşam her işi başarıyla halletmiş ve mutlu bir şekilde evime gitmek istiyorummm..  Saat 5 e kadar bekle ve gör...!!!
:S :S :S :S :S---------------------

14 Mayıs 2010 Cuma

MOLA

Bugün bayağı yoğun çalıştım..Seviyorum böyle çalışmayı hiç durmadan..Biraz burda denizin kokusunu soluyup tekrar dönücem işin başına..Keyiflerimizde yerinde bugün.. Aşkım sabah bana kendi elleriyle kahvaltı hazırlarsa nasıl keyifli olmayayım dimi ama :) Bugün birçok işi hallettik , ama pazartesi günü bizi zorlu bir gün bekliyor.. Yine heyecan dorukta ve stresli bir gün olacak. Benim yapabileceğim tek şey aşkım için dua etmek. Çünkü o işler ona bakıyor. Malesef onun öyle tekbaşına koşturmasına üzülüyorum ama bir süre daha sabretliyiz. Eminimki bir gün bu emeklerimizin karşılığını ikimizde alacağız. Çok çalışıyoruz ve hakketiğimize inanıyoruz. Seneye inşallah biraz daha yoluna girerse yani planladığımız gibi olursa güzel bir seyahate çıkıcaz.  Gemi ile tur.. :) Araştırdık aslında o bu yaz yapmak istiyor bu turu en azından birkaç günlüğüne ama benim için evdenn sorun çıkabilir. Eğer ikna edersem onları harika olur.. Seyahat planları elimizde araştırmasını da yaptık ama ben uzak bir tatili şimdilik uzak görüyorum..:))Ayrıca ablamın nikahı ve düğünü de var bu yaz sanki üç ay düğün yapıcaz:) der gibi oldum ama birazda öyle hem istanbul hem ünye sonrada konya.. çok karmaşık doğrusu ben hiç bu konuyla ilgilenmiyorum. Tam olarak tarihleri bile bilmiyorum.
Neyse tabi bu koşuşturmacalar arasında ufak tatil planlarımız var yinede..
İşimi seviyorum..Aşkımı çok seviyorum..Huzurlu günler ve güzel bir yaz diliyorum.....:)
Mola bitti..Çalışmaya devam...:)

13 Mayıs 2010 Perşembe

Çok Çalışmamız Gerekkkk..

Bugün yapmam gereken çok işim var. Ama canım birşey yapmak istemiyor. Güneşin tadını çıkarmak istiyorum bugün, gezmek, dolaşmak istiyorum ama buraya kapanıp günlerdir ertelediğim, beni bekleyen işleri bugün sonlandırmam gerekiyor. pff...

10 Mayıs 2010 Pazartesi

Düşün!

50 yaşında olup 20 yaşında gibi hissediyorum diyen birisi 30 yılını boşa harcamış demektir......

7 Mayıs 2010 Cuma

Merhaba:)

Bu güzel şiirle merhaba demek istedim..
Derinliklerine baktığımda sonsuzluğu, umudu hatırlatan o muhteşem güç karşısında merhaba!
Zamanı geldi artık içimde biriktirdiğim tüm düşünceleri yazmanın, ölümsüzlüştürmenin zamanı geldi!Merhaba!

DENİZ..

Bir denize benzer hayatımız ,

Bazen tek düze, bazen kızgın
Ama hep umut dolu değil midir deniz?
Balıkçıların ve balıkların umudu,
Özgürlüğün simgesi

Deniz sırlarla doludur
Gizemli ve çekici
Ve bir o kadar da ölümcül
Neden hep denizin ardını çekici buluruz
Ve neden hep orada güzel bir hayat olduğunu düşünüp avunuruz,
Deniz ölümcülde olsa
Kimi zaman atlayıvermek isteriz içine.
Ölmek istemesek bile...

Deniz sonsuz
Deniz umut
Deniz neşe
Deniz güç
Deniz barış
Ve kimi zaman ölümdür bizim için deniz
Ölmek istemesek bile...